Metin: Ahu Antmen
Özlem Şimşek’in konusu, ……,Batılı veya Batılı olmayan pek çok sanatçının ana kaynağı olan Batı Sanat Tarihi, yani büyük kanon değil, ‘kendi’ sanat tarihi. Şimşek, sanat alanında Cumhuriyet öncesi ilk adımları atan Osman Hamdi, Abdülmecid Efendi gibi Osmanlı modernlerinden İbrahim Çallı, Nazmi Ziya, Namık İsmail gibi erken Cumhuriyet dönemi sanatçılarının belleğimize kazınmış klasik kadın imgelerini gözlerimizin önünde bir tür tableau vivant gibi canlandırıyor. Sanat tarihimizin bu belli başlı yapıtlarını kendi bedenini kullanarak, kendi kurguladığı ortamlar içinde yeniden üretiyor. Burada kılık değiştirme ve mekân kurgulama, bir metafor işlevi görüyor; Şimşek, yarattığı fotografik görüntülerin kurgu ve eğreti gerçekliğinde Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte kimlik inşa süreçlerinin sosyolojik ve psikolojik yansımalarına dikkat çekiyor.
Modernleşme sürecinde kadınların değişen görüntüsünün ifade ettiği simgesel anlamları irdeleyen bu görüntüler, elbette bir yandan da Özlem Şimşek’in bir kadın olarak kendi öznelliğinin kurgulanış süreçlerini içeriyor. Bu anlamda, Şimşek’in performatif bir boyut taşıyan fotoğrafları ve videoları, sanat tarihimizin ‘modern kadın’ imgelerini fantezi boyutundan çıkartarak ete kemiğe büründürüyor, salt bir görünüş olmaktan ziyade bir deneyimi yaşamış insanlar olarak sunuyor. Bu yaklaşım, Judith Butler’ın işaret etmiş olduğu gibi, kadın bedeninin, üzerine kültürel anlamların işlendiği edilgen bir ortam olarak yorumlanışını tersyüz ediyor bir anlamda; böylece başka bir irade tarafından kendine kültürel bir anlam belirlemekte kullanılan bir araç konumundaki kadın bedeni, yine bir kadın tarafından, ama kadınların deneyimlerini hatırlatmak için kullanılıyor. Şimşek’in kimliklerini tek tek üstlendiği kadınlar aracılığıyla kendi kimliğini de her defasında yeniden inşa etmekte oluşu da önemli bir nokta; böylece sanatçı, yaşadığımız toplumda kadınların kimlik oluşum süreçlerine vurgu yapmakla kalmıyor, toplumun görünüşe odaklı modernlik algısına işaret ediyor. Şimşek’in yaklaşımı erkek egemen temsil sistemlerini yıkıma uğratmak için parodiyi ortak bir strateji olarak kullanan birçok feminist sanatçı gibi, özgünlük fikrinin de altını oyuyor. Onun ‘kostüm oyunu’, bu bağlamda, modernlik serüvenimizin ironik bir yansımasına dönüşüyor.

Back to Top